EKOLOJİK MEDENİYET

Ekolojik Medeniyet, insan topluluklarının (ekonomi, tarım, eğitim, üretim ve tüketim sistemlerimiz, vb.) insanların ve gezegenin genel refahını teşvik etmek için tasarlandığı bir dünyayı tanımlar. Daha sürdürülebilir ve adil bir toplum için bir vizyondur; herkes için çalışan bir dünya.

EKOLOJİK MEDENİYET

Ekolojik uygarlığa geçiş, çoğu insanın düşündüğünden çok daha derin bir düzeyde dönüşüm gerektirecektir. Yenilenebilir enerjiyi benimsemek, elektrikli araba kullanmak ve daha az et yemek gibi önemli değişikliklerin ötesinde, ekolojik bir uygarlığa geçiş, uygarlığımızın temel sistem ve yapılarının ekolojik değerlere göre yeniden düzenlendiği bir paradigma kaymasını gerektiriyor. Bu paradigma kayması, başlıca sosyal ve çevresel sorunlarımızın hepsinin birbiriyle bağlantılı olduğu ve ortak yarar için bütünsel çözümler gerektirdiği bilinciyle ortaya çıkıyor.

Karşı karşıya olduğumuz iklim acil durumu, çoğu insanın düşündüğünden çok daha kötü. ABD’nin iklim değişikliğine ilişkin 2015 Paris Anlaşması’na yeniden katılması açıkça önemli bir adım olsa da, bu anlaşmadan kaynaklanan sera gazı emisyonlarına ilişkin toplu taahhütler ne yazık ki yetersiz. Bu yüzyılda 2 santigrat dereceden fazla tehlikeli bir sıcaklık artışına yol açacaklardı ve birçok ülke bu hedefleri bile gerçekleştiremiyor. Tanınmaz ve ürkütücü bir dünyaya yol açabilecek, güçlendirici geri bildirim döngüleriyle iklim devrilme noktalarına hızla yaklaşıyoruz – henüz geçmediysek.

İklim krizi bir şekilde kontrol altına alınmış olsa bile, mevcut büyüme odaklı ekonomik gücümüz, gelecek on yıllarda bizi bir dizi başka varoluşsal tehditle karşı karşıya getirecek. Hükümet politikaları gayri safi yurtiçi hasılada büyümeyi vurguladığı ve ulusötesi şirketler durmaksızın hissedar getirilerini takip ettiği sürece, küresel felakete doğru hızlanmaya devam edeceğiz.

Dünya’nın ormanlarını, hayvanlarını, böceklerini, balıklarını, tatlı suyunu ve hatta ekinlerimizi yetiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz üst toprağı hızla yok ediyoruz. İnsanlığın güvenli çalışma alanını tanımlayan dokuz gezegen sınırından dördünü çoktan aştık ve küresel GSYİH’nın 2060 yılına kadar potansiyel olarak felaket sonuçlarıyla üç katına çıkması bekleniyor. 2017’de, 184 ülkeden 15.000’den fazla bilim insanı, zamanın tükenmekte olduğu konusunda insanlığa uğursuz bir uyarıda bulundu: “Yakında çok geç olacak,” diye yazdılar, “kaybolan yörüngemizden rotayı değiştirmek için.”

İnsanlık için, dünyayı anlamlandırma biçimimizdeki bir dönüşüm ve buna eşlik eden değerlerimiz, hedeflerimiz ve kolektif davranışlarımızda bir devrim ile tanımlanan, en derin düzeyinde yeni bir çağ oluşturmamız gerekiyor. Kısacası, küresel uygarlığımızın temelini değiştirmemiz gerekiyor. Zenginlik birikimine dayalı bir medeniyetten, yaşamı olumlayan bir medeniyete geçmeliyiz: ekolojik bir medeniyet.

Ekolojik bir uygarlığın altında yatan temel fikir budur: uygarlığımızın temelini yeniden tasarlamak için doğanın kendi tasarım ilkelerini kullanmak. Uygarlığımızın işletim sistemini, yaygın çıkarma ve yıkım yerine doğal olarak yaşamı onaylayan politikalara ve uygulamalara yol açan bir sistemle değiştirmek.

 

 

Feyza YALÇIN
Sosyolog

 

KAYNAKLAR

https://ecociv.org/

https://www.adb.org/

https://www.yesmagazine.org/


Adresimiz

Ali Kuşçu Mahallesi, Yavuz Selim Caddesi, No: 50, Fatih/İstanbul

İletişim Bilgilerimiz


+90 212 621 23 40+90 212 621 23 59info@haliccevre.com

Sosyal Medya Hesaplarımız


Merhaba
1
Merhaba
Mesajınıza hafta içi 07:30 - 17:00 saatleri arasında dönüş yapılacaktır.