MAKROBENTOZLAR
Makrobentozlar çok sayıda taksondan oluşur ve farklı türlerin çevresel baskılara karşı farklı toleransları vardır.Bir su kütlesinin üzerinde veya dibinde (deniz tabanı) yaşayan organizmalar topluluğu ‘benthos’ olarak bilinir (eski Yunancadan “derinlik, denizin derinliği, dip” anlamına gelir). Bentik hayvanlar boyutlarına göre kategorize edilir: mikrobentos (<0,063 mm), meiobentos (0,063 – 0,5 mm), makrobentos (0,5 – 1,0 mm) ve bazen megabentos (>10,0 mm). Çok halkalı solucanlar, kabuklular, yumuşakçalar ve diğer birçok taksonomik gruptan oluşan makrobentos organizmaları çıplak gözle görülebilmektedir. Poliketler tüm bentik deniz çökeltilerinde (çamur, silt, kil vb.) bulunur ve tipik olarak makrobentosun baskın bileşenidir.
Bentik topluluklar deniz ekosisteminin besin ağında önemli bir bağlantı oluşturur. Dipte yaşayan balıklar ve kabuklular esas olarak bentik organizmalarla beslenir, dolayısıyla su kütlesinin balıkçılık potansiyelini belirleyen faktörlerden biridir. Ayrıca çökeltileri yeniden işleyerek tabanı yapılandırır ve oksijenlendirirler ve organik materyallerin parçalanmasında, kirleticilerin detoksifikasyonunda, dağılmasında ve gömülmesinde temel bir rol oynarlar.
Son yıllarda kirlilik araştırmalarında ve deniz ekosistemi sağlığının değerlendirilmesinde bentik topluluklara ilişkin bilimsel araştırma ve izleme önem kazanmaktadır. Aslında, bentik omurgasızlar genellikle biyolojik göstergeler olarak kullanılır (örneğin, Avrupa Su Çerçeve Direktifi), çünkü çevresel koşulları yansıtan bilgiler sağlayabilirler.
Bu bentik organizmalar, farklı tolerans ve kirlilik seviyeleri sergileyen farklı türlerden oluşur.
Bentik omurgasızların habitat kalitesine göre dağılımını belirlemek için çeşitli çeşitlilik indeksleri kullanılmaktadır. Çeşitlilik indekslerinin temelini, mevcut tür sayısı (Zenginlik), bireylerin eşit dağılımı (Eşitlik) ve toplam mevcut birey sayısı gibi popülasyon özellikleri oluşturmaktadır. Bozulmamış habitatlar, yüksek çeşitlilik ve farklı bentik türlerin sayısıyla karakterize edilir. Kirlilik artarken toleranslı türlerin sayısı da artıyor, hassas türler ise yok olmaya başlıyor. Kıyı, gelgit ve mangrov alanlarındaki deniz biyolojik çeşitliliğinde son zamanlarda meydana gelen değişikliklerin başlıca nedeni insan faaliyetleridir. Başlıca faaliyetler arasında tarama ve ıslah, endüstriyel atıklar, kanalizasyon deşarjı ve petrol kirliliği yer almaktadır.
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD), biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerin dikkate alınmasını ve olumsuz etkilerden kaçınılmasını veya en aza indirilmesini sağlamak için Çevresel Etki Değerlendirmesinin (ÇED) kullanılmasını gerektirir. Bu nedenle biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği için gerekli önlemlerin kalkınma planlaması sürecinde ele alınmasını sağlamak amacıyla ekolojik izleme programının yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Uzun vadeli bir izleme programı, biyolojik çeşitliliğin durumu ve hedef alanın korunmasına yönelik önceliklerin değerlendirilmesi hakkında daha iyi ve doğru bilgi sağlayabilir.
Feyza YALÇIN
Kimyager
KAYNAKLAR