İKLİM DİRENÇLİ KENTLER
İklim dirençli kentler; gelecekteki şokları (ekonomik, çevresel, sosyal ve kurumsal) absorbe etme, toparlama ve bunlara hazırlanma yeteneğine sahip şehirlerdir. Dirençli şehirler sürdürülebilir kalkınmayı, refahı ve kapsayıcı büyümeyi teşvik eder. OECD şehirlerin dayanıklılıklarını nasıl artırabileceklerini araştırıyor.
DİRENCİ GÜÇLENDİREN 4 ALAN
Ekonomi
- Çok çeşitli endüstriler
- Büyümeyi sağlayacak dinamik bir ekonomi
- Koşullar yeniliğin gerçekleşmesine izin verir
- İnsanların istihdama, eğitime, hizmetlere ve beceri eğitimine erişimi vardır.
Yönetim
- Açık liderlik ve yönetim
- Liderler tarafından stratejik ve entegre yaklaşımlar benimseniyor
- Kamu sektörü doğru becerilere sahiptir
- Hükümet açık ve şeffaftır
Toplum
- Toplum kapsayıcı ve birleştiricidir
- Topluluklardaki yurttaş ağları aktif
- Mahalle güvenli-
- Vatandaşlar sağlıklı yaşamın tadını çıkarıyor
Çevre
- Ekosistem sağlam ve çeşitlidir
- Altyapı temel ihtiyaçları karşılayabilir
- Yeterli doğal kaynaklar mevcut
- Arazi kullanımına yönelik tutarlı politika
Örnek Şehir İncelemesi
Antalya;
Şehrin ana gelir ve istihdam kaynağı olarak turizm ve tarım gibi sınırlı sayıda sanayisi vardır ve pazarı nispeten az sayıda yabancı ülkeye odaklanmıştır. İhracat beş ülkeye yapılıyor: Rusya Federasyonu (%25), Çin Halk Cumhuriyeti (%7,2), Almanya (%6,8), Ukrayna (%6,4) ve Kazakistan (%4,3) ile Rusya Federasyonu ve Turistlerin çoğunluğunu Almanya oluşturuyor. Gıda, mobilya ve ev işleri gibi 50’den fazla alt sektör turizm sektörüne bağlı olduğundan, bu durum diğer sektörlerdeki istihdamı da doğrudan etkileyebilir.
İç göçün tetiklediği nüfus artışına yanıt vermek
Kentin nüfusu çoğunlukla artan iç göç nedeniyle hızla artıyor. Antalya’nın nüfusu 2007-2015 yılları arasında %27,9 oranında artmış olup, net nüfus artışının %40’tan fazlası net göçten kaynaklanmıştır.
Genellikle düşük sosyo-ekonomik gruplardan gelen göçmenler, düşük gelirli mahallelere yerleşme eğiliminde oluyor. Genellikle düşük sosyo-ekonomik gruplardan gelen göçmenler, düşük gelirli mahallelere yerleşme eğiliminde oluyor. İç göçün ortak sonuçlarından biri de göçmenlerin kent kültürüne uyum sağlamada zorluk yaşamalarıdır. Bu gruplar genellikle dezavantajlı kabul edilirler çünkü düşük ücretli işlerde çalışıyorlar ve elverişsiz koşullarda yaşıyorlar. Yaşadıkları mahalleler genellikle şehrin olanaklarından yoksun, dezavantajlı alanlardır ve bu durum sosyal uyumu zorlaştırmaktadır.
Bir diğer zorluk ise bölge sakinlerinin refahını sağlarken, artan nüfusa uyum sağlayacak kapasiteyi geliştirmektir. Gerçekten de kentin ulaşım, su ve kanalizasyon sistemi, elektrik, diğer altyapıları ve sosyal hizmetlerinin kullanılabilirliği nüfus artışına ayak uyduramadı.
Antalya’da dayanıklılığı inşa edecek unsurlar
Ekonomi
Antalya, hastane altyapısı ve golf sahalarındaki varlıkları sayesinde sağlık ve spor turizmi gibi alternatif turizm potansiyeline sahiptir.
Toplantı, teşvik, konferans ve sergi (MICE) turizmi de geliştiriliyor. MICE, yani teşvik turizmi genellikle bir şirket veya kurum tarafından ulaşılan veya aşılan hedefler veya iyi yapılan bir iş için bir tür çalışan ödülü olarak gerçekleştirilir. Teşvik turizmi genellikle mesleki veya eğitim amaçlı olmaktan ziyade tamamen eğlence amaçlı yapılmaktadır. Kentin kongre potansiyelini ve olanaklarını geliştiren Antalya Kongre Bürosu aracılığıyla toplantı, konferans ve sergi turizmi de kent tarafından teşvik ediliyor.
Birleşmiş Milletler Ortak Programı (2011) tarafından yapılan değerlendirmeye göre sanayi karışımını çeşitlendirmek için gelişmekte olan sektörler belirlendi.
Toplum
Tarım alanında mesleki eğitim gibi; gençler, kadınlar ve göçmenler için iş fırsatlarına erişim, çeşitli eğitim faaliyetlerini kapsayan Birleşmiş Milletler “Herkes için İnsana Yakışır İşle Büyüme: Ulusal Gençlik İstihdam Programı ve Antalya’da Pilot Uygulama” (2009-2012) Ortak Programı tarafından desteklenmektedir.
Çevre
“Antalya su ve atıksu projesi: ek finansman projesi”nin uygulanmasıyla, nüfus artışına ve turizme ayak uyduracak şekilde su temini ve kanalizasyon arıtmasının iyileştirilmesi çevre yönetimi raporu” (2010).
Antalya, nüfus artışına uyum sağlamak için ana ısınma kaynağı olarak doğalgaza yöneldi.
Nitekim doğalgazın payı son 10 yılda yüzde 10 oranında artarak toplam enerji üretiminin yüzde 48’ini oluşturuyor.
Kurumlar
Bölgesel Kalkınma Ajansı Antalya’nın kalkınmasında öncü rol oynuyor. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA), 2010 yılında kurulmuş bir devlet kuruluşudur. Sosyo-ekonomik kalkınmayı hızlandırmak ve yerel kapasiteleri artırmak için yerel bölgelere yönetim ve mali yardım sağlar.
BİT, örneğin Türk Telekom iş birliğiyle 2015 yılında hayata geçirilen “Vizyon 81 Akıllı Şehirler” sayesinde kamu sektörünün uygun hizmet sunumuna yönelik kapasitesini artırıyor. EXPO Raylı Hat Sistemi Projesi gibi büyük altyapı ve kentsel yenileme projeleri hakkında referandum şeklinde büyük belediye projeleri için vatandaşların katılımı talep edilmektedir.
Sonuçlar
Medikal, MICE ve spor turizmi gibi alternatif turizm pazarının genişletilmesi, şehrin ana sanayideki mevcut gücünden yararlanmasını sağladı ve endüstriyel çeşitlendirmeyi desteklemek için akıllı bir alternatif sağladı.
Turizm alternatiflerinin çeşitlendirilmesinin yanı sıra tarımsal ürün ithalatçısı ülkelerin de çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Bu, şehrin gelecekteki şoklara karşı ekonomik sağlamlığını güçlendiriyor.
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı ile yakın iş birliği, şehrin kapasitesinin Türkiye 2023 Turizm Stratejisi gibi ulusal öncelikler doğrultusunda güçlendirilmesinde kritik bir faktördür. Bu, entegre çok düzeyli yönetişim yaklaşımının iyi bir örneğini oluşturmaktadır.
İç göçün tetiklediği artan nüfus, başta kanalizasyon sistemi olmak üzere altyapısını güncelleme konusunda şehrin üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.
Şehir, nüfus artışını ve altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için uzun vadeli arazi kullanımı ve altyapı stratejileri geliştirebilir. Yoğun ve yakın gelişim modellerini, toplu taşıma sistemleriyle birbirine bağlanan alanları ve yerel hizmetlere ve işlere yüksek erişilebilirliği içeren kompakt şehir politikaları da bu zorluğa iyi bir çözüm sağlayabilir.
Gençlerin, kadınların ve göçmenlerin istihdamını teşvik etmek için, iş eğitimi sağlamak ve iş kurma faaliyetlerini geliştirmek gibi politikaların geliştirilmesi gerekmektedir, çünkü gençlerin iş piyasasına dahil olmaları sosyal uyum ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin sürdürülmesi açısından önemlidir.
Turizm ve tarımdaki işlerin mevsimsel niteliğinin aşılmasına yönelik politikaların da uygulamaya konulması gerekmektedir.
Feyza YALÇIN
Sosyolog
KAYNAKLAR