BİYOLOJİK OKSİJEN İHTİYACI (BOİ)
Biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ), bakteriler ve diğer mikroorganizmalar tarafından, belirli bir sıcaklıkta aerobik (oksijen mevcut) koşullar altında organik maddeyi ayrıştırırken tüketilen oksijen miktarını temsil eder.
Yeterli miktarda çözünmüş oksijen konsantrasyonunun varlığı, akarsuların ve göllerin su yaşamını ve estetik kalitesini korumak için kritik öneme sahiptir. Organik maddenin bir akarsu veya göldeki çözünmüş oksijen (ÇO) konsantrasyonunu nasıl etkilediğini belirlemek su kalitesi yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Sudaki organik maddenin bozunması biyokimyasal veya kimyasal oksijen ihtiyacı olarak ölçülür. Oksijen talebi, bir su numunesindeki ÇO konsantrasyonlarını azaltabilen oksitlenebilir madde miktarının bir ölçüsüdür.
Belirli çevresel stresler (yaz sıcaklıkları) ve insan kaynaklı diğer faktörler (su kütlesine aşırı gübre verilmesi), su kütlesindeki çözünmüş oksijen miktarını azaltabilir ve bu da yerel su yaşamı üzerinde strese neden olabilir. Bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların aerobik ortamda (oksijen mevcut) organik maddeyi ayrıştırırken tükettikleri oksijen miktarı üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için kullanılan bir su analizi, biyokimyasal oksijen ihtiyacının (BOİ) ölçümüdür.
Organik maddenin bir akarsu veya göldeki çözünmüş oksijen konsantrasyonunu nasıl etkilediğini belirlemek su kalitesi yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. BOİ, aerobik bakteriler (yalnızca oksijen içeren bir ortamda yaşayan bakteriler) tarafından ayrışma sürecinde atık organik maddenin sudan uzaklaştırılması için gereken oksijen miktarının bir ölçüsüdür. Atık organik madde, işlerini yapmak için oksijene ihtiyaç duyan canlı bakteriyel organizmalar tarafından ayrıştırılarak stabil hale getirilir veya itiraz edilemez hale getirilir. BOİ, genellikle atık su arıtma tesislerinde, sudaki organik kirlilik derecesinin bir göstergesi olarak kullanılır.
Biyolojik oksijen talebinin kaynakları arasında yapraklar ve odunsu döküntüler, ölü bitki ve hayvanlar, hayvan gübresi, kağıt hamuru ve kağıt fabrikalarından, atık su arıtma tesislerinden, besleme ünitelerinden ve gıda işleme tesislerinden gelen atıklar, başarısız septik sistemler ve kentsel yağmur suyu akışı yer alır.
Su sistemlerinde BOİ’yi etkileyen en önemli besinlerden biri evlerinden kaynaklanan fosfat kirliliğidir.
BOİ nasıl belirlenir?
En yaygın kullanılan yöntem; bir numunedeki çözünmüş oksijendeki farkı beş gün boyunca analiz eder. Bilinen bir numune hacminin başlangıç ÇO içeriği kaydedilir ve 20°C’de beş günlük bir inkübasyon periyodundan sonra numune inkübatörden çıkarılır ve nihai ÇO içeriği alınır.
Daha sonra BOİ değeri, kullanılan numunenin tükenmesinden ve boyutundan hesaplanır. ÇO okumaları genellikle milyonda bir (ppm) cinsindendir. Daha yüksek BOİ, daha fazla oksijenin gerekli olduğunu gösterir, bu da daha düşük su kalitesine işaret eder. Düşük BOİ, sudan daha az oksijenin uzaklaştırıldığı anlamına gelir, dolayısıyla su genellikle daha saftır.
Soğuk su, oksijeni sıcak suya göre daha iyi tuttuğundan, ÇO genellikle yaz aylarında daha düşüktür.
BOİ testindeki en büyük zorluk zamanla ilgilidir; BOİ numunesinin bekleme süresi, toplamadan itibaren 48 saattir. BOİ’ nin düzgün çalışması için şişede yeterli sayıda sağlıklı bakteri popülasyonunun bulunması gerekir.
Feyza YALÇIN
Kimyager
KAYNAKLAR
https://www.usgs.gov/
https://www.wwdmag.com/