DERİN DENİZ SEDİMANLARI
Derin deniz sedimanları dünya yüzeyinin yaklaşık üçte ikisini kaplar, ancak kıta kenarlarından derin okyanus havzalarına kadar ve fasiyes (bir kayanın oluşmasında etkili olan her türlü, “fiziksel kimyasal ve biyolojik” koşullar) bakımından önemli ölçüde farklılık gösterir.
Sedimanların “derin” olarak adlandırılması için gereken minimum su derinliği konusunda fikir birliği yoktur, ancak pratik amaçlar için, üst kıta yamacındaki 500 m’lik bir derinlik muhtemelen iyi bir üst sınırdır.
Derin okyanus tortusu (DOS) ekosistemleri, Dünya yüzeyinin yarısından fazlasını kaplar ve gezegende en az keşfedilen ekosistemlerden biri olmaya devam eder. Bu geniş ve heterojen ortam, okyanus ekosistemlerinin sağlıklı işleyişi için besin geri dönüşümü ve Dünya ikliminin jeolojik zaman ölçeklerinde düzenlenmesi için karbon tutulması gibi temel ekolojik süreçleri ve hizmetleri destekleyen çeşitli biyolojik topluluklar için yaşam alanları sağlar.
Deniz sedimanları, gezegendeki en geniş ve kritik karbon (C) rezervuarlarından biridir; bu nedenle, iklim değişikliğini düzenlemek için anahtardırlar. Dünya üzerindeki brüt üretimin %1’inden azı deniz tabanında son bulsa da okyanusun tortullarına gömülü organik karbon, bozulmadan bırakılırsa orada 1000 ila milyonlarca yıl kalabilir. Bununla birlikte, okyanusun insan tarafından sömürülmesindeki ilerlemeler, deniz sedimanlarında bir zamanlar yarı kalıcı C stoklarını, gelecekteki iklim değişikliğini muhtemelen şiddetlendirecek bir süreç olan yeniden mineralleşmeye karşı savunmasız hale getirdi.
Deniz habitatlarının büyük ölçekli bozulması, koruma olmadan deniz çökeltilerinin büyük bir karbondioksit (CO2) kaynağı olabileceği endişesini uyandırdı. Bozulduğunda, deniz çökeltileri karışabilir ve yeniden süspanse olabilir, onları oksijen ve karbonu CO2’ye yeniden mineralize edebilen heterotrofik metabolizmaya maruz bırakır. İklim değişikliği, kıyı gelişimi ve balıkçılık, madencilik ve okyanusta petrol ve gaz arama ve sondajını genişleten teknolojideki gelişmeler deniz karbon stokları için önemli kayıplara ve yeniden mineralizasyona yol açabilecek potansiyel bir tehdit oluşturur.
Feyza YALÇIN
Kimyager
KAYNAKLAR
https://www.sciencedirect.com/
https://www.frontiersin.org/
https://www.science.org/