Kişisel maruziyet ölçümleri neden önemli;
Mevzuatlar ve standartlar ile belirlenen maruziyet sınır değeri, çalışanların kesinlikle üzerinde bir değere maruz kalmaması gereken değerdir…
Çalışanların maruz kaldığı etkenlerin düzeyini ortaya koymak, gerekli ölçümleri yaptırmak suretiyle mümkündür…
Gürültü Nedir?
Gürültü istenmeyen ses olarak tanımlanır. Gürültü birçok kaynaktan üretilebilir, insan sesi, çalışan bir motor veya makine, hoparlör vb. Sesin veya gürültünün iki önemli özelliği vardır. Bunlar sesin frekansı ve sesin şiddetidir. Ses bir ortamdan geçen değişen basınç dalgasıdır. Ses havadan geçtiğinde atmosferik basınç periyodik olarak değişir. Saniyedeki basınç değişimlerinin sayısına ses frekansı denir ve saniyede devir olarak tanımlanan Hertz(Hz) cinsinden ölçülür. Frekans ne kadar yüksek olursa, o kadar yüksek perdeli bir ses algılanır. İnsan kulağının sese verdiği tepki, sesin frekansına bağlıdır. İnsan kulağının 2500 ila 3000 Hz civarında tepe tepkisi vardır.
Daha önce belirtildiği gibi insan kulağının sese verdiği tepki, sesin sıklığına bağlıdır ve bu ağırlık ölçekleri kavramına yol açmıştır. «A-ağırlıklandırma» ölçeğinde, düşük freknslar ve yüksek frekanslar için ses basınç seviyeleri, tek bir ses basınç seviye değeri vermek üzere bir araya getirilmeden önce belirli miktarda azaltılır. Bu değer dB(A) olarak belirlenmiştir. dB(A), insan kulağının frekans tepkisine daha doğru bir şekilde yansıttığı için bu ağırlıklandırma ölçütü kullanılır.
Gürültü problemi bir kaynaktan başlar bir yoldan iletilir ve daha sonra alıcıya ulaşır. Gürültü, alıcı için rahatsız edici olacak kadar yüksek olduğunda, bir problem olacak algılanacaktır. Sorunun ciddiyeti, gürültü kaynağının gücüne göre değişmektedir.
Gürültü Kontrol İlkeleri Nelerdir?
Seçilen metoda göre uygun ölçümler yapılarak değerlendirme Çalışanların Gürültü ile Risklerden Korunmasına Dair Yönetmeliğine göre değerlendirilerek raporlanır.
Ölçüm cihazı olarak genellikle gürültü dozimetreleri kullanılır. Ölçüm süresi genel olarak maruziyeti içerecek tüm zaman dilimlerini kapsamalıdır. A-ağırlıklı, maruz kalınan sesi ve/veya eş değer sürekli A-ağırlıklı ses basınç seviyesini tayin etmek için ses basıncının ölçülmesi için ölçümü yapılacak kişinin kulağının dış kulak kanalının girişinden 0,10m±0,01m mesafeye mikrofon yerleştirilir.
Makine ve donanımı tarafından yayılan gürültüyü ölçmek için; ‘TS EN 11201- Bir iş istasyonunda ve belirtilen diğer konumlarda emisyon ses basınç seviyelerinin ölçümü – Esas olarak serbest bir alanda bir yansıma düzlemi boyunca kullanılan mühendislik yöntemi’ standardı kullanılabilir.
Tanımlar şu şekilde özertlenebilir;
konumudur.
Tekrarlanan ölçmeler aşağıdaki prosedürleri içerir:
cihaz ile aynı ortamda gerçekleştirilir.
Ölçülecek kaynak darbeli ses üretiyorsa, bu durumda darbeli ses emisyonlarının zaman karakteristiklerinin ölçülmesi (örneğin, tepe değerleri) için tekrarlama prosedürüne ilâve olarak, ölçme zaman aralığı en az 10 darbe işlemini içermelidir.
Tepe değeri ölçülmemişse, eldeki son değer genellikle ortalama değerdir. Bu durumda, en yüksek tepe değerleri kaydedilir.
Kulak içi gürültü ölçümü; kulaklık ve benzeri kulağa yakın ses kaynakları ile çalışanların gürültü maruziyetinin tayini için gerçekleştirilir. Bu amaçla ISO 11904-1 standardı kullanılabilir.
Kulak içi gürültü ölçümü için minyatür mikrofonlar veya prob mikrofonlar kullanılır. Kulak içi gürültü maruziyeti ölçümü için minyatür bir mikrofon ya da prob mikrofon ile kulak yolu (kulak kanalı) içerisinden 1/3 oktav bant frekanslarında ses basınç seviyesi ölçülür (Lear,exp,f). Daha sonra 1/3 oktav bandının merkez frekanslarda ortamın açık alan veya dağınık alan olmasına göre bir düzeltme uygulanır (Tablo 1). Bu düzeltmenin sonucunda elde edilen frekanslara bağlı ses basınç seviyeleri, A ağırlıklandırmalı eş değer ses basınç seviyesine çevrilir.
Ölçüm yapılmak üzere seçilen kişilerin dış veya orta kulak iltihabının olmaması gereklidir. Açık kulak kanalı ölçümlerinde kulak yolu çok dar veya aşırı şekilde bükümlü olan ya da kulak zarı anomalisi olan kişiler seçilmemelidir. Ölçümün gerçekleştirileceği kişide kulak kiri bulunması durumunda ölçüm öncesinde temizlenmesi istenmelidir. Mikrofon kişinin kulağına yerleştirildiğinde sağlam bir şekilde sabitlenmelidir. Prob hortumunun kulak kanalının çok derinlerine yerleştirilmeye çalışılması kulak zarına zarar verilebilmesi riskini doğuracaktır. Bu sebeple probun yerleştirilmesi sırasında çok dikkatli olunmalıdır.
Titreşimin 3 farklı bileşeni mevcuttur. Bunlar; maruziyet yüzeyi, titreşimin frekansı ve titreşime maruz kalma süresidir. Belirtilen bu etkenlere göre kişinin titreşim maruziyeti de değişiklik göstermektedir. Ölçümler, maruz kalınan titreşim türüne göre el-kol ya da tüm vücut titreşimi olarak yapılır. Özellikle el aletlerini kullanan kişilerde el-kol titreşimi, titreşimli makinelerin başında çalışan operatör vb. personelde ise tüm vücut titreşimi ölçümleri yapılmalıdır.
El-kol titreşimi (HAV): İnsanda el-kol sistemine aktarıldığında, çalışanın sağlık ve güvenliği için risk oluşturan ve özellikle de damar, kemik, eklem, sinir ve kas bozukluklarına yol açan mekanik titreşimi,
Bütün vücut titreşimi (WBV): Vücudun tümüne aktarıldığında, çalışanın sağlık ve güvenliği için risk oluşturan, özellikle de bel bölgesinde rahatsızlık ve omurgada travmaya yol açan mekanik titreşimi ifade etmektedir.
Bütün vücut titreşiminde maruziyet düzeyinin değerlendirilmesi, günlük maruziyet değerinin hesaplanmasına dayalı olarak sekiz saatlik dönemde A(8) sürekli ivme eşdeğeri cinsinden tanımlanan en yüksek (rms) değeri olarak hesaplanan, TS EN 1032+A1:2011 “Mekanik Titreşim – Titreşim Emisyon Değerinin Belirlenmesi Amacıyla Hareketli Makinelerin Deneye Tabi Tutulması” ile TS ISO 2631-1 “Mekanik Titreşim ve Şok-Tüm Vücut Titreşime Maruz Kalma Değerlendirilmesi-Bölüm 1:Genel Kurallar” standartlarına ve bu standartların en güncel hallerine göre yapılır.
İşyerlerinin gün ışığıyla yeter derecede aydınlatılmış olması esastır. İşin konusu veya işyerinin inşa tarzı nedeniyle gün ışığından yeterince yararlanılamayan hallerde yahut gece çalışmalarında, suni ışıkla uygun ve yeterli aydınlatma sağlanır. ‘İşyeri Bina Ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık Ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik ‘de belirtildiği üzere işyerlerinin aydınlatmasında TS EN 12464-1: 2013; TS EN 12464- 1.2011: 2012; standartları esas alınır.
Aydınlatma şiddeti iş yerlerinde çalışanların işi daha kolay algılayabilmesi ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için önem arz etmektedir. Yapılan çalışmalar, aydınlatma şiddetinin artması ile çalışanların motivasyonunun ve performansının arttığını göstermektedir. İş kazalarının büyük bir kısmı iş yerlerinde yeterli aydınlatma sağlanamaması ve çalışanların iş yerindeki riskleri görememesinden kaynaklanmaktadır. İş yerlerinde aydınlatmada yapılan iyileştirmeler çalışanların göz yorgunluğunu gidererek ve yapılan işin detaylarını fark edip daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlayarak verimliliğin artmasına neden olmaktadır. Yetersiz aydınlatma, görme bulanıklığı, gözlerde yorgunluk, kaşıntı, yanma kızarıklık, gözlerin uyum yeteneğinin azalması, baş ağrısı gibi sorunları ortaya çıkar. Aydınlatmanın gerekenden fazla olması ise göz kuruluğuna neden olmaktadır.
Elektromanyetik alan ölçümü yaptırılarak ev, okul, hastane, işyerleri, fabrika vs. yerlerdeki maruziyet seviyesinin belirlenmesi ve sonuca göre önlemlerin alınması gereklidir.
Günlük yaşamda televizyon ve radyo dalgalarının alındığı her yerde, bilgisayar karşısında, elektrikli battaniye, mikro dalga fırın vs. gibi elektrikli aletleri kullandığımız durumlarda elektromanyetik alana maruz kalırız. Uzun süre bu maruziyeti yaşayanlar, buna ofis çalışanları da dahil, bir takım olumsuz etkilerle karşılaşabilirler. Sinir sistemi bozuklukları, stres, depresyon, anksiyete, sinirlilik, uykusuzluk, konsantrasyon sorunları, baş dönmesi, yönelim bozukluğu, hipertansiyon, görme problemleri, cilt kuruması, migren, kısırlık ve gebelik sorunları gibi durumlar bu olumsuz etkilere örnek olarak verilebilir.
Elektrikle çalışan her cihaz çevresinde hem elektrik alan hem de manyetik alan oluşturur. Laboratuvarımız bu ölçümleri yetkisi dahilinde gerçekleştirerek raporlayabilmektedir.
Termal konfor; bir iş yerinde çalışanların, sıcaklık, nem, hava akım hızı gibi koşullar açısından gerek bedensel gerekse zihinsel faaliyetlerini sürdürürken belli bir rahatlık içinde bulunmalarını ifade eder.
ISO 7730 standardı normal ortam şartlarının olduğu ortamların değerlendirilmesinde kullanılan bir standardı kapsamaktadır. Bu standart kapsamında ortam hava sıcaklığı, hava akım hızı, bağıl nem, giyilen kıyafet ve çalışma temposu (metabolik hız) parametrelerinden elde edilen PMV indeksi değerlendirilmektedir. PMV (PredictedMeanVote) kişilerin termal hissiyatlarını belirten bir indekstir.
PMV indeksinin değerlendirilebilineceği parametre aralıkları aşağıdaki gibidir;
– Metabolik Oran : 0,8 – 4 met
– Kıyafet Katsayısı: 0 – 2 clo
– Kuru Hava Sıcaklığı: 10 – 30oC
– Radyant Sıcaklık: 10 – 40oC
– Hava Akım Hızı: 0 – 1 m/s
Ölçümlerde QuestTemp 36/6 ve Air Probe9 marka hız probu ölçüm cihazları kullanılmaktadır.
PMV (tahmin edilen ortalama değer): Kişilerin bulunduğu ortamlardaki konfor seviyesini 7 noktalı bir skalada tahmini olarak değerlendirmek için kullanılan bir terimdir. Yedi noktalı termal konfor skalası aşağıda gibidir:
+3: Çok Sıcak
+2: Sıcak
+1: Biraz sıcak
0: Normal
-1: Biraz soğuk
-2: Soğuk
-3: Çok soğuk
PMV değeri ile ilgili mevzuatta sınır değer bulunmamaktadır. Fakat ölçümde kullanılan ISO 7730 standardı tavsiye amaçlı olarak, ılıman ortamlar için PMV değerinin -2 ile +2 arasında olması gerektiğini belirtmektedir.
Sahada ölçüm yapılacak kişiyi belirlerken uzmanlaşmış ölçüm personelimiz tarafından termal şikayeti en fazla olabilecek kişiyi tespit edip o kişinin yanına ölçüm cihazımızı yerleştiririz. Termal konfor ölçümünde istenen ölçüm süresi 1 saattir. Ölçüm sonucunda elde edilen değerlerin hesaplanmasıyla PMV indeksi hesaplanır.
PMV değerinin +2 den yüksek olması durumunda ısı baskısı söz konusudur ve bu durumda WBGT (yaş hazne-küre sıcaklığı) ölçümü yapılmalıdır. Eğer ölçüm yapılan cihaz aynı anda kuru hava sıcaklığı,küre sıcaklığı ve yaş hazne sıcaklığını ölçemiyorsa tekrardan 1 saat ölçüm almak zorunda kalınır. Fakat laboratuvar olarak kullanmakta olduğumuz QuestTemp 36/6 marka ölçüm cihazımız aynı anda kuru hava sıcaklığı, küre sıcaklığı ve yaş hazne sıcaklığını ölçebildiği için tekrardan 1 saat boyunca ölçüm yapmamıza gerek yoktur. Bu durumda hem zaman hem maliyet açısından oldukça verimlilik sağlamaktadır.
Ölçüm sonuçlarını etkileyebilecek değerlerden iki tanesi de cihazımızın ölçtüklerinden farklı olarak sahada tespit edilmesi gereken personelin çalışırken giydiği kıyafet(tulum, kazak, ceket) ve çalışırken iş gereği yapmak zorunda olduğu vücutsal hareketlerdir, bu hareketlere metobolikoran tanımlaması getirilmiştir.
Sahada ölçümü gerçekleştiren personelimiz ölçüm yapılacak kişinin çalışırken giydiği kıyafetleri ve nasıl bir metobolikoranda çalıştığını gözlemleyerek ölçüm standardında yer alan tabloya karşılık gelen değeri ölçüm formuna yazarak en doğru ve gerçekçi şekilde sonuçlar elde etmemizi sağlar.
S EN 7243 standardı bir kişinin maruz kaldığı ısı stresinin varlığını veya yokluğunu belirlemek ve varsa ısı stresini değerlendirmek için kullanılan bir standarttır. Maruziyet süresi boyunca maruz kalınan ısı etkisinin değerlendirilmesi için geçerlidir. Isıya çok kısa maruziyet durumu için geçerli değildir.
WBGT (WetBulbGloveTemperature) yaş-hazne küre sıcaklığı indeksi, bir kişinin maruz kaldığı ısı baskısını ifade eden bir indekstir. Eğer güneşin etkisinin olmadığı iç ve dış ortamlarda değerlendirilme yapılıyorsa yaş hazne sıcaklığı ve küre sıcaklığından, eğer güneşin etkisinin olduğu dış ortamlarda değerlendirme yapılıyorsa bu parametrelere ek olarak bir de kuru hava sıcaklığından hesaplama ile bulunmaktadır.
WBGT indeksinin değerlendirilebilineceği parametre aralıkları;
– Yaş Hazne Sıcaklığı: 5 – 40oC
– Küre Sıcaklığı: 20 – 120oC
– Kuru Hava Sıcaklık 10 – 60oC
WBGT değerleri ile ilgili mevzuatta sınır değer bulunmamaktadır. Standartta verilen değerler dikkate alınarak değerlendirme yapılabilir.
Ölçümlerde QuestTemp 36/6 ve Air Probe9 marka hız probu ölçüm cihazları kullanılmaktadır.
Ölçüm süresi ISO 7730 da belirtildiği gibi 1 saattir. Ölçüm noktası ölçüm yapacak personelimiz tarafından, ısı baskısına maruz kalan kişinin bulunduğu noktada seçilir. Bu noktada en önemli detay kişinin ısı baskısına nereden maruz kaldığıdır.
Aerosol; bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir. 10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistemlerdir.
CEN TR 16013—3 standardı optik toz ölçüm cihazının ışık saçılımı özelliği ile havadaki aerosol konsantrasyonunun tayininde kullanılır. Ölçüm noktalarının tayini ile ilgili TS EN 689
standardından yararlanılır. TS EN 689 standardına göre toza maruz kalan işçiler homojen alt gruplara bölünür ve her grubu temsil edecek en az 1 kişiden kişisel toz ölçümü gerçekleştirilir. Her ölçüm serisinden önce cihazın sıfırlaması yapılır.
Ölçüm kişinin soluma bölgesinden gerçekleştirilir. Bu işlem kişinin sabit bir noktada çalışması durumunda cihazın soluma bölgesinde bir noktada sabitlenip zaman ağırlıklı ortalamanın alınması şeklinde yapılır. Sabit bir noktada çalışmayan bir işçi için cihaz kişinin beline bağlanıp, bir hortum ile cihazın kişinin soluma bölgesinden hava emişi yapması sağlanır.
Işık kırınımı yöntemi ile yapılan ölçümlerde bazı dumanlar sonucu yüksek oranda değiştirebilir. Sigara dumanı, forklift egzoz gazları, kaynak dumanları bunlara örnektir. Bu kaynakların bulunduğu ortamlarda toz ölçümünün optik yöntemle yapılmasından kaçınılmalıdır. Havasında yüksek bağıl nem ve su tanecikleri cihazın okuduğu değeri yanıltacaktır, bu sebeple böyle ortamlarda cihaz kullanılmamalıdır.
Diğer bir konu cihazın sıfırlaması sırasında oluşabilecek hatalardır. Bu hatalar cihazın sıfırlamada kullanılan aparatının kirliliğinden ya da cihazın optik okuyucusunun kirliliğinden kaynaklı oluşabilir. Sıfırlama yapılırken kullanılan sıfırlama aparatının sızdırmaz şekilde takıldığından daima emin olunmalıdır.
Toplam toz numune alımında “TS EN 689 İş yeri havası – Solunumla maruz kalınan kimyasal maddelerin sınır değerler ile karşılaştırılması ve ölçme stratejisinin değerlendirilmesi için kılavuz” standardı dikkate alınır. Bu standart kapsamında kişisel ölçümlerde maruz kalınan parametrelere göre çalışanlar homojen gruplara ayrılırlar. Ölçümler, firmanın aksi yönde bir talebi olmadığı takdirde, her homojen grubu temsil eden en az bir personelden ölçüm yapılmış olmasını sağlayacak şekilde dağıtılır.
Ortamdan numune alımı yapıldığı durumda ise kişilerin solunum yüksekliklerinden ve çalışanların yakınından ölçümler alınır. Ölçüm süresi, numunenin yapılan işten veya işlerden kaynaklanan maruziyeti temsil etmesini sağlayacak kadar uzun bir süre olmalıdır. Ölçüm şartlarının elverdiği sürece, kişisel ölçümlerde, toplam ölçüm süresi en az maruz kalma süresinin dörtte biri kadardır. Bu süre içinde tek bir numune alınabilineceği gibi toplam süreyi sağlayacak birden fazla numune de alınabilir.
Örneklemede kullanılacak filtreler tartım yapılacakları ortamda bir gece şartlandırıldıktan sonra tartılmış ve tartım değerleri kaydedilmiş olmalıdır.
Toplam toz için kullanmakta olduğumuz MDHS 14/3 metoduna göre örnekleme pompası 2 L/dakikaya ayarlanır. Analiz için yeterli örnekleme yapıldığında pompa durdurulur, çekilen örnekleme hacmi kaydedilir. Örnekleme filtresi etiketlenir. Her 10 numune için 1 adet saha körü, her batch için 3 adet kör numune alınır. Ortam şartları kayıt altına alınır. Daha sonra numuneler analiz için laboratuvara teslim edilir.
Kişisel Maruziyet ölçümlerinde en sık uygulanan parametrelerden birisi de solunabilir tozların ölçümleridir.
Tozla Mücadele Yönetmeliği tozu ‘işyeri ortam havasına yayılan veya yayılma potansiyeli olan parçacıklar’ solunabilir tozları ise ‘Aerodinamik eşdeğer çapı 0,1–5,0 mikron büyüklüğünde kristal veya amorf yapıda toz ile çapı üç mikrondan küçük, uzunluğu çapının en az üç katı olan lifsi tozlar’ şeklinde tanımlamıştır. Solunabilir tozların analizler ‘gravimetrik yöntem’ ile yapılmaktadır.
Örnekleme esnasında filtrelerin boyutu kullanılacak örnekleyiciye uygun olarak seçilmelidir. Filtrenin cinsi kullanılan metota uygun olmalıdır. Filtrelerin ölçümden önce tartımları alınarak kaydedilir. Bunun için de önce sabit tartıma gelebilmeleri için uygun şekilde şartlandırmaları yapılır. Örnekleme pompası 1,7 L/ dakikaya ayarlanır. Analiz için yeterli örnekleme yapıldığında pompa durdurulur, çekilen örnekleme hacmi kaydedilir. Örnekleme süresi TS EN 689:2018 standardına uygun olarak gerçekleştirilir. Örnekleme filtresi etiketlenir. Her 10 numune için 1 adet saha körü, her batch için 3 adet kör numune alınır. Ortam şartları Sıcaklık/Nem/Basınç Ölçer cihazları ile kayıt altına alınır. Şartlandırılarak sabit tartıma getirilen filtrelerin tekrar tartımı alınır. Bu şartlandırma işlemi genellikle tartım yapılacak ortamda belli bir süre bekletmek şeklinde olur. Örnekleme filtresinin ağırlığındaki artış (mg), örnekleme hacmine (m3) bölünerek tozkonsantrasyonu mg/m3 cinsinden bulunur.
Kişisel maruziyet ölçümlerinde en sık karşımıza çıkan parametrelerden birisi elbette ki toz ölçümleridir. Bu tozlar bazen cinsine göre özel olarak değerlendirilir ve alkali tozlar da özel toz sınıfına girer. Bunlar alkali metallerin hidroksitleridir.
Sodyum hidroksit tozunun, buğusunun veya aerosolün solunması; burun, boğaz ve solunum yolundaki mukoza zarlarının tahriş olmasına neden olabilir. Kokusuz olması sebebiyle maruz kalındığının anlaşılamaması nedeniyle oldukça tehlikelidir. Çok küçük miktarlarda sodyum hidroksit toz, buğu ve aerosollerine maruz kalınması mukozada iritasyona sebep olmaktadır. Yeterince güçlü sodyum hidroksit, dokulardaki proteinleri hidrolize edebilir ve dokulardaki hücreleri öldürebilir.
Potasyum hidroksitin tam etki mekanizması bilinmemekle birlikte topikal uygulamasının keratini sindirdiği ve iltihaplanmaya neden olduğu şeklinde görüşler bulunmaktadır. Olumsuz etkileri arasında kusma, ishal, ciltte kabarma, mide-bağırsak rahatsızlığı ve yanıklar bulunmaktadır. Cilde hızla nüfuz eder, plazma membranlarını sabunlaştırır, kollajen proteinlerini denatüre eder, gözlerde hasara yol açar. Gastrointestinal sistemde, ağızdan alındıktan sonra, yanıklara neden olabilir. Mide delinmesi bazen peritonit ile ortaya çıkabilir ve kolon, pankreas, karaciğer ve dalak dahil çevre organlarda kostik yaralanma meydana gelebilir. Potasyum hidroksit gibi güçlü alkali kimyasallar yumuşak dokuları tahrip ederek derin, nüfuz edici bir yanmaya neden olabilir. Soluma yoluyla potasyum hidroksite maruz kalınması akciğerleri tahriş edebilir. Tekrarlanan maruz kalma bronşit, öksürük, balgam ve / veya nefes darlığına neden olabilir.
Lityum hidroksit alkali metal hidroksitlerin arasındaki en zayıf bazdır. Pil üretiminde elektrolit olarak kullanılmaktadır. Seramik ve cam yapımında kullanılmaktadır. Tıp, otomotiv ve nükleer sanayi alanlarında kullanılmaktadır.
Örnekleme havası sırasıyla önce filtre sonra pompadan geçecek şekilde gerekli bağlantılar yapılır. 1 ile 4 L/dakika debi ile en az 360 en fazla 1000 L hacminde örnekleme yapılmalıdır. Ölçüm süresi ve hacmi filtre üzerinde 2 mg’ dan fazla toplam toz toplanmayacak şekilde seçilmelidir. Her ölçüm seti için en az 2 adet kör filtre alınır. Alınan kör numune ölçüm yapılan yerleri temsil etmesi açısından, ölçümlerin gerçekleştirildiği alanlarda alınmalıdır.
Örnekleme filtresi ölçümden sonra filtre kabına konur ve etiketlenir. Numunelerin stabil kalma süresi 25 0C’ de 7 gündür. Potansiyometrik titrasyon yöntemi ile analiz edilir.
Silisyum, yeryüzünde en çok bulunan elementlerden biridir. Yerkabuğunun yaklaşık %25.7 si bu elementten oluşur. Kristal silikanın yeryüzünde fazlaca bulunması ve kullanım alanının çok geniş olması nedeniyle birçok alanda mesleki kristalin silika maruziyeti söz konusudur.
Serbest kristalin silika içeren solunabilir toz silikojenik etkilere sahiptir. Silika maruziyeti sonucu, kot taşlama işçilerinin hastalığı olarak da bilinen bir meslek hastalığı olan silikozis ortaya çıkmaktadır. Silikozis, pnömokonyozlar başlığı altında toplanan akciğer hastalıklarındandır. Hastalık mesleki akciğer hastalıkları arasında hızlı seyreden ve ölümcül olanlarından birisi olup koruyucu tedbirlerle önlenebilir.
Silikozis solunabilir büyüklükteki (0.5-5 µm çaplı) silis partiküllerinin inhalasyonuyla oluşur ve çoğunlukla radyografiyle saptanabilir. Önlenebilir meslek hastalıklarının başında olan silikoziste önemli olan riskli iş kollarında gerekli önlemlerin alınması; toz oluşumunun ve oluşan bu tozun yayılmasının, kişinin solunum düzeyine ulaşmasının önlenmesidir. Ülke mevzuatında Tozla Mücadele Yönetmeliği’nde silika türleri için yer alan sınır değerler yüzde kristal silika üzerinden oran ile bulunur.
Karbon siyahı, siyah bir pigmenttir. Geniş yüzey alanına sahip ve esas olarak karbondan oluşan çok kabarık ince bir tozdur. Karbon siyahı üretim şekillerine göre, termal siyahı, fırın siyahı, kanal (baca siyahı), asetilen siyahı olmak üzere 4 gruba ayrılır.
Karbon karası, pratikte yanmamış gaz veya sıvı hidrokarbonların termal ayrışmasından kaynaklanan kolloidal parçacıklar şeklinde saf bir karbon elementidir. Boyutları karbon elementlerin yapısal düzenlemesine bağlı olarak 10 nm’ den 300 nm’ ye kadar değişmektedir ve bazen nanomalzemeler olarak kabul edilmektedir.
Son zamanlarda, yayınlanan birçok çalışmadan elde edilen sonuçlar, karbon siyahının genotoksik olabileceğini ve ayrıca üreme toksisitesine neden olabileceğini göstermiştir. Yeterince yüksek konsantrasyonlarda, karbon siyahı akciğerde iltihaplanma ve oksidatif strese neden olur, bu da ikincil bir genotoksik mekanizma olan mutasyonlara yol açar. Epidemiyolojik ve deneysel çalışmalar, karbon siyahı nanopartiküllerinin astım, akciğer kanseri, pulmonerfibrozis ve sistemik kardiyovasküler bozukluklar gibi ağırlaştırıcı pulmoner bozukluklardaki rolünü doğrulamıştır.
ID 196 standart metoduna göre; önerilen örnek hacmi 480-960 L. ve önerilen örnekleme hızı 2 L/dk.’dır. Örnekleme pompası ile, belirlenen bir hacimde hava çekişi yaparak, önceden tartımıalınmış 37 mm çaplı, düşük kül içerikli polivinil klorür (PVC) filtreler aracılığıylanumuneler toplanır. Örnekleme filtreleri tetrahidrofuran (THF) içinde çözülür. Oluşantortu, THF ile durulanmış kuvars elyaf filtreler üzerinden tekrar çöktürülür. Kuvars elyaf filtreler, 150 °C’de kurutulur, daha sonra soğutulur ve tartılır. Filtreler daha sonra, 600 °C’de yakılır, soğutulur ve tekrar tartılır. 600 °C de yakma sonucu kaybedilen ağırlık karbon siyahı olarak rapor edilir.
Lastik buharı; doğal kauçuk ya da sentetik elastomerlerin karıştırılması, öğütülmesi, kimyasallarla muamele edilmesi gibi işlemler esnasında ortaya çıkan buharlardır. Lastik tozu da yine lastik üretim aşamalarında ortaya çıkan tozlardır.
Lastik tozu parçacıkları solunum sistemini, solunum sırasında doğrudan solunum sistemine girerek etkiler. Bu parçacıkların boyutu 10 mikrondan azdır ve insan saçının yaklaşık 1/7’ si kadardır. Bu boyuttaki parçacıklar da akciğerin en derin kısımlarına çok rahat girebilir. Yapılan araştırmalar solundukları takdirde lateks sensitizasyonunu şiddetlendirdiği, solunum sistemini tahriş ettiğini ve astımı indüklediğini gösterdi. Bu lastik parçacıkları sadece solunduğunda değil, cilde doğrudan temas ettiğinde de tehlikeli olabilir. Kauçuk ile doğrudan temasın alerjik dermatit ürettiği tespit edilmiştir. Lastik partikülleri soluma, yutma ya da deri teması yoluyla bir şekilde vücuda girer ise mutajen veya kanserojen etki gösterir. Ayrıca bu parçacıklar sadece insan yaşamı için değil; bitki ve su türleri için de olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
MDHS 47/3 standard metoduna göre; Örneklemede kullanılacak filtreleri hazırlamak için 72 saat siklohekzan ile Soxhlet ekstraksiyonu uygulanmalıdır. Ekstraksiyondan sonra filtre sadece numune pensesi ile tutulmalıdır. İlk tartımdan önce, filtrenin yüzeyi gevşemiş liflerinden arındırmak için yumuşak başlı bir fırça ile temizlenmelidir. Yeterli sayıda filtre tüm örnekleme ve kör numuneler için mikro terazide tekli olarak tartılmalıdır. Tartımdan minimum 30 dakika önce, filtrelerin elektrostatik yüklerinin dağılması ve odanın atmosferi ile dengeye gelmesi için beklenmelidir. Örnekleme aşamasında pompa 1,7 L/dakikaya ayarlanır ve analiz için yeterli örnekleme yapıldığında pompa durdurulur, çekilen örnekleme hacmi kaydedilir. Ölçüm şartlarının elverdiği sürece, kişisel ölçümlerde, toplam ölçüm süresi en az maruz kalma süresinin dörtte biri kadardır. Bu süre içinde tek bir numune alınabilineceği gibi toplam süreyi sağlayacak birden fazla numune de alınabilir. Bu bilgiyi bize “TS EN 689 İş yeri havası – Solunumla maruz kalınan kimyasal maddelerin sınır değerler ile karşılaştırılması ve ölçme stratejisinin değerlendirilmesi için kılavuz standardı’’ vermektedir. Sonrasında numune ve körler analiz için laboratuvara teslim edilir.
Kişisel maruziyet ölçümleri arasında belki de en sık rastlanan parametre ‘Uçucu Organik Bileşik’ ölçümleridir. Kısaca UOB yada VOC (Volatile Organic Compounds) de denir. Güneş ışığında azot oksitleri ile reaksiyona girerek foto-kimyasal oksidanlar oluşturabilen, antropojenik ve biyojenik kaynaklardan oluşan metan dışındaki tüm organik bileşiklerdir.
Bazı VOC buharları insan sağlığı için zararlı olabilir, bu maddelerin uzun süre solunması insan sağlığını tehlikeye sokabilir, aynı zamanda doğadaki diğer canlı ve bitkilerin yok olmasına sebebiyet verebilir. Hatta EPA’ ya (Environmental Protection Agency), yani Çevre Koruma Örgütü tarafından da belirtildiği gibi, iç ortam hava kalitesini bozan kirleticiler arasında birincilik bu uçucu organik bileşiklerindir.
VOC ölçümünde maruz kalınan kirleticiyi adsorbe etmek için aktif karbon tüpleri kullanır. Bu tüpler standartların belirlediği debide çekiş yapan örnekleme pompalarına bağlanarak bulunan ortamdaki havayı tutar. Kişisel maruziyet ölçümlerinde ise TS EN 689 kriterleri göz önüne alınarak maruziyetin ¼ kadar sürede örnekleme yapılması gerekmektedir. Örnekleme tamamlandıktan sonra tüplerin ağzı kapatılır ve +4 oC muhafaza edilerek numune kabul birimine analiz için teslim edilir.
Analiz için laboratuvara teslim edilen numuneler bir karışımda bulunan maddelerin biri sabit diğeri hareketli faz olmak üzere iki fazlı bir sistemde ayrılması ve saflaştırılması işlemi olan kromatogrofi yöntemi ile analiz edilerek ortamda adsorblanan havadaki VOC miktarları tayin edilir. Buradaki temel prensip adsorblanan VOC’ lerin desorpsiyon yoluyla bir çözücü içine verimli bir şekilde aktarılmasıdır.
VOC analizleri için genellikle gaz kromatografileri kullanılmaktadır. Hareketli fazı gaz olan kromatografi yöntemine ‘gaz kromatografisi’ denilmektedir. Aktif karbon sorbent tüpü içerisindeki kömür, uygun bir çözücüyle desorpsiyon yapılarak (örneğin karbon disülfür) bir viale aktarılır. Daha sonra bu vial kolona enjekte edilerek analiz işlemi tamamlanır. Kromatogramda görülen her pik ayrı bir bileşenin varlığını gösterir. Bu ayrımda; her bileşen için genellikle farklı olan ‘Retention Time (RT)’ belirleyicidir. Bunu ‘Alıkonma Zamanı’ şeklinde de ifade edebiliriz. Alınkonma zamanı; numunenin enjeksiyondan sonra dedektöre ulaşması (kolondan geçişi) için geçen zamandır. Bu zaman da her parametrenin polarizasyonu, molekül ağırlığı gibi etkenlere göre farklı farklı olacağı için ayırt edicidir. RT süreleri çakışan parametreler için ise ayırt edici diğer bir özellik; pik karakteristikleridir.
Kişisel maruziyet ölçümlerinden ‘Zehirli Gaz Ölçümü’ her sektörde rastlanan bir parametre olmayabilir fakat buna maruz kalınan sektörler için hayati önem taşır. Bu türden gazlar bir şekilde hücrelere yeteri kadar oksijen gitmesini engelleyerek ölüme bile neden olabilir.
Zehirli gazların ölçüm ve analizleri için uluslar arası kabul gören bir çok standart metot vardır. İş hijyeni ölçüm laboratuarları tarafından en yaygın olarak kullanılanları genellikle şu şekildedir:
Ağır Metal Maruziyeti hemen her sektörde rastlanabilen en tehlikeli kişisel maruziyetlerden biri olarak gösterilebilir. Kısa sürede yüksek derecede maruz kalmak ya da uzun vadede az az ama sürekli maruz kalmak farklı etkilere yol açar ve sonuç genelde üzücü olur geç kalındığında ise korkunç sonuçlar doğurur. Bu yüzden ölçümlerin düzenli ve uygun şekilde yapılması/yaptırılması ve izlenmesi hayat kurtarma noktasında çok değerlidir.
Örnekleme için; hava numunesi 0,8 nm selüloz nitrat membran filtreden 2 L/dk debi ile uygun sürede geçirilir. Örnekleme sırasında filtrenin aşırı yüklenmemesine dikkat edilir, buna dikkat edilmediği takdirde filtrede biriken numune ile çekilen gaz hacmi gerçeği yansıtmayacağı için sonuç hatalı bulunacaktır. Analiz aşamasında kör numuneler son derece önemlidir, bu konuya gerekli özeni göstermek gerekir. Kör numune filtresi alınırken, filtreden hiç hava geçirilmez fakat onun dışındaki bütün tutma ve takma işlemleri gerçekleştirilir.
Analiz aşaması iki kademede gerçekleştirilir. Önce parçalama işlemi yapılır sonra cihaz okutması işlemi yapılır. Parçalama işlemi için mikrodalga vessellarının içerisine filtre yerleştirilerek nitrik asit ve hidroflorik asit ilave edilip kapakları kapatılır. Mikrodalga cihazında uygun parçalama programı seçilerek filtrelerin parçalanması sağlanır. Parçalama işlemi bittikten sonra sample kaplarına alınır ve numune analiz edilir. Spektrofotometrenin çalışma parametreleri cihaz üreticisi tarafından önerilendeğerlere ayarlanır. Dalga boyu uygun değerlere ayarlanır ve uygun ateşte örnek numune atomize edilir. Absorbans kaydedilir. Her örnek veyastandarttan sonra saf su ile temizleme işlemi yapılır. Absorbans kalibrasyon aralığının üstünde çıkarsa, 10 ml’lik uygun bir aliquot’a seyreltilir. Örnek deney doğruluğunu sağlamak için, orta seviye standart gerekli sıklıklarla havalandırılmalıdır. (her 10 numunede 1 kere) Mümkün olduğu kadar tüm tespitler tekrarlanan analizlere bağlı olmalıdır. Absorbansa membran filtreden ve reaktiflerden gelen katkıyı hesaplamak için, kör numune analiz edilmelidir. Genellikle körler her örnekleme seti için sağlanmalıdır. Kör tüm parçalama ve analiz prosedürüne dahildir. Kör numunenin atomize edilmesinden ortaya çıkan absorbans, numune absorbans’ından çıkarılır. Kimyasal girişimler bekleniyorsa, bunları hesaplamak için ekleme metodu kullanılır. Numuneden 3 özdeş kısım alınır. İlk kısım standart çözeltide kullanılan çözücü kullanılarak bilinen bir hacme seyreltilir. 2. ve 3. Kısımlara bilinen ama farklı miktarlarda ilgili metal eklenir. Eklemeler ve seyreltmeler mikrolitre pipetler kullanılarak olabildiğince küçük tutulmalıdır. Her bir kısım atomize edilir ve absorbans ölçülür. Metal konsantrasyonlarına karşı (Xekseni) absorbans değerleri (Y ekseni) çizilir. İlk miktar konsantrasyonunun 0 olduğunu ve diğerlerinin birbirlerine eklendiği düşünülür. Bu noktalar boyunca eğri çizilir. Bu düz bir çizgi olmalıdır. Bilinmeyen metal konsantrasyonu negatif yönde X-ekseni boyunca orijinden uzaklık olarak aynı konsantrasyon skala faktörü kullanılarak ölçülür. Aynı numuneler için çıkarılan sonuçlar kalibrasyon eğrisiyle doğrudan karşılaştırma ile karşılaştırılır. Değerler aynıysa, kimyasal girişim yoktur ve sonraki analiz standart çalışma grafiğiyle doğrudan karşılaştırma ile yapılabilir.
Kişisel maruziyet ölçümleri arasında en tehlikelilerden birisi de METAL OKSİT maruziyeti olup, hemen her sektörde bulunmaktadır. Metal Oksitler; Metallerin oksijenle tepkimeye girerek oluşturdukları bileşiklerdir. Dolayısıyla metal oksit maruziyeti her sektörde rastlanabilecek bir maruziyettir.
Örnekleme, ölçüm cihazı ile 2 ve 5 L/dk debi arasında ayarlanarak 0.8μm selülozester ya da selüloz nitrat filtre üzerine çekiş yapılarak tamamlanır. Örnekleme zamanı ortalama ya da en yüksek konsantrasyonu temsil edecek şekilde olmalıdır. Numune örnekleme zamanı filtrenin kapasitesine göre sınırlandırılmalıdır. Örnekleme sırasında filtrenin aşırı yüklenmemesine dikkat edilir, buna dikkat edilmediği takdirde filtrede biriken numune ile çekilen gaz hacmi gerçeği yansıtmayacağı için sonuç hatalı bulunacaktır. Her 10 numunede en az 1 kör numune alınır.
Analiz aşaması iki kademede gerçekleştirilir. Önce parçalama işlemi sonra cihaz okutması işlemi yapılır. Parçalama işlemi için mikrodalga vessellarının içerisine filtre yerleştirilerek nitrik asit ve hidroflorik asit ilave edilip kapakları kapatılır. Mikrodalga cihazında uygun parçalama programı seçilerek filtrelerin parçalanması sağlanır. Parçalama işlemi bittikten sonra sample kaplarına alınır ve numune analiz edilir. Spektrofotometrenin çalışma parametreleri cihaz üreticisi tarafından önerilen değerlere ayarlanır. Dalga boyu uygun değerlere ayarlanır ve uygun ateşte örnek numune atomize edilir. Absorbans kaydedilir. Her örnek veya standarttan sonra saf su ile temizleme işlemi yapılır. Sonrasında metalin atmosferik konsantrasyonu molekül ağırlıkları üzerinden gidilerek hesaplanır.
Metal işleme sıvıları; metalleri kesme, delme ve taşlama sürecinde kullanılmaktadır. Burada amaç sürtünmeyi azaltmak ve işlenen metal parçasını soğutmaktır. Metaller işlendikleri zaman, ana metalden talaşın kopması ve kesici uçtan bu talaşın sıkışarak kayması neticesi bir ısı meydana gelir. Ulaşılan sıcaklık, meydana gelen ısı ile soğutulma hızının oranına dayanır. Soğutma sıvısı, sıcaklık ve sürtünme katsayısını düşürür. Dolayısıyla kalem veya kesicinin ömrünü uzatır.
İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analiz Laboratuvarları Hakkında Yönetmelik’ in Ek 1’ inde yer alan parametreler arasında bulunmasa da; Metal İşleme Sıvılarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini göz ardı etmek mümkün olmayacağı gibi İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı’ nca da yayımlandığı üzere NIOSH (National Institutefor Occupational Safetyand Health) tarafından da Metal İşleme Sıvısı maruziyeti tespitinin her yıl düzenli olarak yapılması tavsiye edilmektedir.
Metal işleme sıvısı ve buharının deriyle teması sonucunda ve metal işleme sıvısı, buhar ve aerosollerinin solunması yoluyla sağlığa zararlı etkiler açığa çıkabilir. Astım, akne, dermatit, zatürre, üst solunum yolunun tahrişi ve bir dizi kanser çeşidi metal işleme sıvılarına maruz kalınmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu olumsuz etkilerin ciddiyeti akışkanın türü, kirlenmenin derecesi, maruziyetin seviyesi ve süresi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Metal işleme sıvısı maruziyetinin insan sağlığına olan etkilerinin değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi adına, öncelikli olarak kişilerin maruziyet miktarları belirlenmeli ve ilgili sınır değerler ile karşılaştırılmalıdır. Sonrasında gerekli önlemlerin/tedbirlerin alınmasıyla kişinin metal işleme sıvısı maruziyeti minimuma düşürülerek sağlığının etkilenmemesi sağlanmalıdır.
Metal işleme akışkanlarında izin verilebilir maruziyet limitleri aşağıdaki gibidir.
OSHA;
NIOSH;
Yağ buharı, metal bileşenlerin işlenmesi sırasında bir soğutucu veya yağlayıcı olarak kullanılan mineral yağdan oluşabilir. Düşük viskoziteli yağlar, daha büyük oranda uçucu bileşenler içerir. Düşük viskoziteli bir yağın aerosolü kararsız olabilir ve hava izleme sırasında bir filtre üzerinde hapsedilirken uçucu bileşenleri kaybedebilir, sonuç olarak, gravimetrik analiz bu numunelerdeki orijinal hava ile taşınan aerosol konsantrasyonunu azımsayabilir.
Örneklemede kullanılacak filtrelerin konulacağı petri kapları aseton ile temizlendikten sonra kurutulmuş olmalıdır. Tavsiye edilen filtreler bağlayıcı içermeyen cam elyafı veya karışık selüloz ester membran filtrelerdir.
Örnekleme esnasında IOM örnekleyici kullanılmalıdır. Örnekleme pompası 2 L/dakikaya ayarlanır. Analiz için yeterli örnekleme hacmi 240 litredir. Her 20 örnekleme setinde en az 3 adet kör numune alınması önerilir.
Laboratuvara gelen ve siklohekzan ile ekstrakte edilen numuneler gravimetrik olarak analiz edilir. Analiz sırasında, sadece analitik saflığı bilinen reaktifleri kullanmak gerekir.
OSHA’ nın belirttiği sınır değer; mineral yağ buharı için 8-saat zaman ağırlıklı ortalama(TWA) için 5 mg/m3 şeklindedir.
‘Parlayıcı ve Patlayıcı Gazlar’ın ölçümü kişisel maruziyet ölçümlerinde az rastlanan ama yüksek risk içeren bir parametredir.
Parlayıcı ve patlayıcı gazlar kritik konsantrasyonlardaki seviyeye geldiğinde parlama, patlama veya yangın riski yaratabilirler. Bu kritik seviyeler gazın yapısı ve türüne göre yüksek de olabilir, düşük de olabilir. Yaygın olarak bilinen patlayıcı gazların en başında, doğal gaz, evlerde kullanılan tüp gaz (LPG) ve kaynak işlerinde kullanılan hidrojen ve asetilen gazları gelir.
Parlayıcı ve patlayıcı gazlar hava ile karıştıklarında patlayıcı hale gelirler ve herhangi bir tetikleme ile (kıvılcım) patlayabilirler. Patlama, hava ile karışım oranına bağlıdır. Karışımın bir alt ve bir de üst patlama sınırı vardır. Havadaki yanmasını desteklemek için gerekli olan belirli bir yanıcı gaz veya buharın asgari konsantrasyonu, o gaz için Alt Patlama Sınırı (LEL) olarak tanımlanır. Bu seviyenin altında, karışım yanmayacak kadar zayıf olur. LEL değeri, alınacak tedbirler için çok önemli bir veridir ve gazların tehlike derecesini (patlama kabiliyeti) belirler.
Haliç Çevre ve İş Hijyeni Laboratuvarı olarak; alt patlama sınırı (LEL) olan gazların ölçümünü ve bunun yanı sıra uçucu organik bileşiklerin %LEL cinsinden hesaplamalarını kapsamımız dahilinde olan HLC-04 İşletme İçi Metot ile gerçekleştirmekteyiz.
Bu metot; iş yeri ortamındaki gazların (H2S, %LEL, CO, O2, SO2, NO2, CO2) konsantrasyonunun portatif gaz ölçüm cihazı ile kişisel veya noktasal olarak ölçülmesini kapsamaktadır.
Kişisel maruziyet ölçümleri arasında pek adı geçmese de hidrazin aslında önemli bir parametredir. Hidrazin, bozunduğunda yangın ve patlamaya neden olabilecek amonyak dumanları, hidrojen ve azot oksitleri çıkarır. Kuvvetli indirgen bir maddedir ve oksitleyicilerle güçlü reaksiyona girer.
Numune alımında “TS EN 689 İş yeri havası – Solunumla maruz kalınan kimyasal maddelerin sınır değerler ile karşılaştırılması ve ölçme stratejisinin değerlendirilmesi için kılavuz” standardı dikkate alınır.
Her ölçüm öncesi 2 adet kör numune hazırlanır. Bunun için düzenek kurulur ve küçük impinger şişesine 15 ml 0.1 M HCl konulur. İkinci bir impinger şişesi ise boş bırakılır. İmpinger şişesindeki HCl bir cam viale alınır. İkinci kör numune için bu işlemler tekrarlanır. Sonra aynı düzenek numune alma için tekrar kurulur ve bu sefer kişisel pompa 1000 mL/ dak’ ya ayarlanır. Kişisel örneklemede minimum ölçüm süresi en başta da belirttiğimiz gibi TS EN 689’ a göre belirlenir. Ortam ölçümlerinde ise minimum ölçüm süresi 15 dakikadır.
Ölçüm sonunda impingerların içeriği tek bir cam viale alınarak etiketlenir. Daha sona analiz için laboatuvara getirilen hidrazin numunesi gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra 480 nm’ de spektrofotometrede okutularak sonuç hesaplanır.
Kişisel maruziyet ölçümlerinde en çok karşılaşılan parametrelerden biridir amonyak maruziyeti. Doğal olarak bulunduğundan ve temizlik ürünlerinde de sıklıkla kullanıldığından, endüstriyel maruziyetin yanında bu kaynaklardan da maruziyet meydana gelebilir. Çiftlikler ve endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılması olası kazalarla maruziyet ihtimalini arttırmaktadır. Maruziyet kasıtlı bir terör saldırısından da kaynaklanabilir.
Susuz amonyak gazı havadan daha hafiftir, böylece yükselerek alanda dağılır ve alçakta kalan bölgelere yerleşmez. Bununla birlikte, nemin varlığında (yüksek bağıl nem gibi), sıvılaştırılmış susuz amonyak gazı havadan ağır buharlar oluşturur. Bu buharlar, zeminde veya insanların maruz kalabileceği zayıf hava akımı olan ve alçakta kalan alanlara yayılabilir.
Amonyak maruziyetinin neden olduğu etkilenme derecesi maruz kalma süresine ve gaz veya sıvının konsantrasyonuna bağlıdır. Amonyak, göze nüfuz etme ve göze zarar verme eğiliminde olup, etkisi diğer alkalilere göre daha fazladır. Havadaki düşük konsantrasyonlarda bile (50 ppm) hızlı bir şekilde göz, burun ve boğaz tahrişine, öksürme ve bronşların daralmasına sebep olur. Yüksek konsantrasyonda gazla veya konsantre amonyum hidroksitle temas, gözün yüzey hücrelerinin şişmesine ve kaymasına ve geçici veya kalıcı körlüğe neden olabilir.
İş sağlığı ve güvenliği anlamında ülke mevzuatında, amonyak maruziyeti sınır değeri Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik ile belirlenmiştir. Bu yönetmeliğe göre mesleki maruziyet sınır değerleri 8 saatlik(TWA) maruziyet için 20 ppm, 15 dakikalık (STEL) maruziyet içinse 50 ppmdir.
Örnekleme havası sırasıyla önce filtre, sonra silika jel tüpü ve pompadan geçecek şekilde gerekli bağlantılar yapılır. Filtrenin amacı toz gibi yabancı maddeleri engellemektedir, dolayısıyla sonrasında sistemden uzaklaştırılabilir. Sorbent tüp olarak sülfürik asit ile işlem görmüş silikajel tüpü tercih edilmelidir. 0,1 ile 0,2 L/dakika debi ile en az 10 en fazla 96 L hacminde örnekleme yapılmalıdır.
Laboratuvara gelen numuneler çeşitli kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra 630 nm’ de spektrofotometrede okutma yapılır. Analizler amonyak desorbe olduktan sonra en fazla 1 gün içinde tamamlanmalıdır.
Siyanür; hidrojen siyanür (HCN) gibi renksiz bir gaz yada sodyum siyanür (NaCN) veya potasyum siyanür (KCN) gibi kristal formda bulunabilir. Her iki formda da yeterince yüksek konsantrasyonlara ulaşıldığında öldürücü olabilir. Siyanür, hem doğal süreçler hem de endüstriyel faaliyetler sonucunda suya, toprağa veya havaya girer. Solumayla, su içerken, yemek yerken veya siyanür içeren topraklara dokunarak siyanüre maruz kalınabilir. Havada bulunduğunda, genellikle gaz halinde (HCN) olur. Ayrıca sigara içmek, muhtemelen siyanürle ilgili endüstrilerde çalışmayan insanlar için siyanür maruziyetinin başlıca kaynaklarından biridir.
Örnekleme havası sırasıyla önce örnekleme tüpü soda lime ve sonra pompadan geçecek şekilde gerekli bağlantılar yapılır. 0,05 ile 0,2 L/dakika debi ile en az 2 L, en fazla 90 L hacminde örnekleme yapılmalıdır. Örnekleme süresi ve debisi seçildikten sonra ölçüm gerçekleştirilir.
Her ölçüm serisi için en az 3 adet saha körü alınır. Bütün saha kör numuneleri ölçüm yapılan ortamda alınmalıdır. Ayrıca örnekleme başlığı solunum bölgesi sınırlarına yerleştirilmelidir. Ölçüm yapılan ortamda çok yüksek nem olması durumunda taşma riskinin artacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Örnekleme işlemi sonrası laboratuvara getirilen numunelerin ön ve arka sorbent bölümleri ayrı erlenlere boşaltılır. Sonrasında gerekli işlemler yapılır ve spektrofotometrede 580 nm’ de absorbans okunur.
Analiz işlemleri esnasında asit ilaveleri yapılırken hidrojen siyanür gazı çıkabileceği için mutlaka çeker ocak altında dikkatli bir şekilde çalışmak gerekmektedir. Ayrıca renk oluşumu 30 dk sonra stabilitesini kaybedeceğinden bu süre içinde analiz edilebilecek numuneden daha fazla numune hazırlanmamalıdır.
Kişisel maruziyet konusunda bırakın iş hayatını, gündelik hayatta bile maruz kalabileceğimiz bir kimyasal olan formaldehit; havada hızla parçalanabilen ve suda kolayca çözünebilen renksiz ve güçlü kokulu bir gazdır. Mesleklerinden dolayı aşırı maruz kalan kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda; beyin kanseri, kan kanseri ve kolon kanserinden ölenlerin sayısında normal populasyona göre bir artış olduğu gözlenmiştir. Mesleki olarak formaldehite maruz kalan işçiler arasında akciğer kanserinden ölüm oranının %30 daha fazla olduğu belirtilmiştir. Akut etkilenmelerde burun ve boğazda yanma hissi, nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum gibi klinik semptomlara neden olmaktadır. Daha yüksek konsantrasyonlarda ise, pulmoner ödem, inflamasyon ve pnömoni gelişmektedir.
Kullanım alanı çok yaygın ve kanserojen bir maddeye karşı korunmak oldukça güç görünmektedir. Tüm bunların sonucunda formaldehit ölçümlerinin son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekir.
Ortam formaldehit ölçümü yapılacak yerler belirlenirken en yüksek konsantrasyonun olması tahmin edilen noktaların seçilmesinde dikkat edilir. 2 impingere 20 ml %1’ lik sodyum bisülfit solüsyonu koyulur. Örnekleme havası sırasıyla önce filtre, sonra impinger ve pompadan geçecek şekilde gerekli bağlantılar yapılır. Filtre tozlu ortamlarda tozun formaldehit ölçümünü etkilememesi için mutlaka kullanılmalıdır. İmpinger sisteminden sonra, impingerdaki çözeltinin pompayı gitmesini önlemek amacıyla bir filtre veya ekstra bir impinger konulabilir. 0,2 ile 1 L/dakika debi ile en az 80 en fazla 100 L hacminde örnekleme yapılmalıdır. Her ölçüm serisi için 2 adet saha kör numunesi alınır. Alınan kör numune ölçüm yapılan yerleri temsil etmesi açısından, ölçümlerin gerçekleştirildiği alanlarda alınmalıdır.
Laboratuvara getirilen numuneler gerekli işlemlerden sonra spektrofotometre dalga boyu 580 nm’ ye ayarlanarak okutulur ve sonuçlar hesaplanır. Analiz esnasına dikkat etmek gerekir ki; numune çözeltisini konsantre sülfürik asit ile karıştırmak yüksek derecede ekzotermiktir.
Kişisel maruziyet ölçümleri denince akla gelen ilk parametre olmasa da; Krom (VI) bir metal türüdür ve çevrede doğal olarak bulunur, ancak endüstriyel projeler tarafından da yüksek miktarlarda yan ürün olarak (Örneğin; deri tabaklama ve deri ürünleri üretimi veya depolanması esnasında) oluşturulabilir. Krom+6 işlenmiş kereste boya vs. gibi maddelerde de bulunur. Boya ve cilayı güçlendirip paslanmaya karşı dayanıklılığı arttırır. Örneğin; trenlerin astar boyalarında Krom (VI) kullanılır.
Yapılan araştırmalar sonucu Krom (VI) maddesinin astar boyada sabit biçimde olabilme ihtimali keşfedilmiştir. Bu durumda solunumla vücudumuza giremez ve sağlık açısından bir tehlike oluşturmaz. Fakat Krom (VI) bir şekilde (zımparalama, bileme veya kesme yoluyla) boyadan ayrılırsa solunum yoluyla, partikülleri yutma yoluyla ve deriden geçme yoluyla vücudumuza girebilir. Kanserojen bir maddedir ve cildi tahriş eder. Bu nedenle pek çok ülkede yasaklanmıştır. Küçük miktarlarda bile; cilt yanıklarına, zatürreye, doğum sırasındaki komplikasyonlara ve mide kanserine neden olabilir.
Sağlığa etkisinin belirlenmesi ise bütün maruziyet parametrelerinde olduğu gibi; maruziyet süresine, maruziyet miktarına, maruziyet yoluna (solunum, deriden, vs.) bağlıdır.
Ölçüm cihazı 1 ve 4 L/dk debi arasında en az 34 L en fazla 400 L çekiş yapılır. Bir filtre için toplam toz miktarı 1 mg aşmamalıdır. Her nokta için 2 filtre örneklenir. Her örnekleme serisi (10 numune) için 2 adet kör numune alınır. Alınan kör numune ölçüm yapılan yerleri temsil etmesi açısından, ölçümlerin gerçekleştirildiği alanlarda alınmalıdır. Örnekleme sonrasında filtreler numaralandırmalara dikkat edilerek petrilere konur.
Laboratuvara getirilen filtreler birçok kimyasal işlemden sonra spektrofotometrenin dalgaboyu 540 nm olarak ayarlanarak absorbansları okunur. Analiz işlemleri esnasında kullanılan bütün kimyasallar ya konserojen ya da koroziftir. Bu sebeple çalışmalar mutlaka gerekli kişisel önlemler alındıktan sonra büyük bir dikkatle gerçekleştirilmelidir.
Azotoksit ve azotdioksit tayini için NİOSH 6014 Metodu kullanılabilir. Bu metodun NO için çalışma aralığı, 1,5 L’ lik bir hava numunesi için 1 ila 50 ppm’ dir. (1,3 ila 61 mg / m3). NO2 için çalışma aralığı 3 L’ lik bir hava numunesi için 0.5 ila 25 ppm’ dir (1 ila 47 mg / m3). NO için düşük örnekleme oranı, arka sorbent bölümünde oksitlenmiş NO toplanmasına izin vermektedir. Düşük oranda hem NO hem de NO2 eş zamanlı olarak belirlenebilir.
Örnekleme esnasında; üç cam tüp, 7 mm OD, plastik kapaklı, alev yalıtımlı uçlar, cam yün tutucu içeren sorbent tüpler kullanılır. Tüp A: 400 mg TEA kaplı moleküler elek (tip 13x, 30-40 elek). B tüpü: 800 mg oksitleyici (kromat), NO ila NO2’ye dönüştürülür. Tüp C: Tüp A ile aynıdır. Tüpler seri olarak esnek tüplerle bağlanır. Tüp C örnekleme pompasının girişine en yakın konumlandırılır. Borular piyasada mevcuttur (SKC-226-40 veya eşdeğeri).
Örnekleme pompasının hattaki temsili bir örnekleyici ile doğrulaması yapılır. Örneklemeden hemen önce, örnekleme tüplerinin uçları kırılır ve pompaya bağlanır.
Azot dioksit ilk tüpte (Tüp A) toplanır ve böylece B tüpü ile oksitlenen ve daha sonra Tüp C’ de (örnekleme pompasına bitişik) toplanan nitrik oksitten ayrılır. 0,025 L/dak ±% 5 akış hızında numune alınır. Örnekleyici kapatılır ve nakliye için sağlam bir şekilde paketlenir. Laboratuvara yeterli sayıda numune körü ve ortam körü gönderilir. Her 6 numune için 3 saha körü ve her 10 numunede 3 medya körü alınır.
Asfalt dumanı maruziyetini veya ortamdaki konsantrasyonunu tayin etmek için NİOSH 5042 metodu kullanılır. Bu metotta 1000 L’ lik bir örnek için çalışma aralığı 0.14 ila 2 mg/m3‘ tür. Bu yöntem 15 dakikalık numunelere de uygulanabilir.
Örnekleyici olarak; 37 mm, 2 μm gözenek boyutu, PTFE membran filtresi 37 mm’lik bir kaset filtre tutucusunda selüloz destek yastığı ile, kullanılır.
Örneklemede kullanılacak filtreler sahaya götürülmeden evvel şartlandırılarak laboratuvarda ilk tartımları alınır. 1-4 L/dak arasında çekim yaptığı kesin olarak bilinen cihaz ile 28 L ila 400 L hacminde numune toplanır .Toplam filtre ağırlığı yaklaşık 2 mg toplam partikül ağırlığını aşılmamalıdır. Tespit sınırını (LOD) ve kantitatif sınırını (LOQ) belirlemek için her örnekleme günü için beş kör toplanır. Filtreler petrilere yerleştirilir ve laboratuvara alındıktan sonra hemen analiz edilmeyecekse buzdolabında saklanır. Analiz edilmeden evvel soğutulmuş numune petrilerinin oda sıcaklığına gelmesi sağlanır. Filtreler tekrar şartlandırılır ve son tartımları alınır.
Fosfin maruziyeti ve fosfin’ in ortamdaki konsantrasyonunun tayini için NİOSH 6002 Metodu kullanılmıştır. Bu metodun çalışma aralığı 16 L’ lik bir hava numunesi için 0.013 ila 0.6 ppm’ dir (0.02 ila 0.9 mg/m3).
Tüpün uçları kırılır ve tüp tutucuya yerleştirilir. Kullanılan sorbent tüp; 12 cm uzunluğunda, 6 mm O.D., 4 mm I.D. cam tüp, plastik kapaklı alevlenmiş uçlar, iki bölüm cıva-siyanür ile muamele edilmiş silika jeli (45/60 gözenekli), (ön = 300 mg, geri = 150 mg), ayrılmış ve cam yünü tıpalarla tutulmuştur. Pompa 0,2 L/dk ‘ya ayarlanır. Ölçüme başlanır. Örnekleme sonunda tüp, tüp tutucudan çıkartılır ve uçları plastik kapak ile kapatılır. Her 10 örnekleme için 2 adet kör numune yapılır.
Sorbent tüpün ön ve arka emici bölümleri ayrı ayrı analiz edilir. Her beherinin üzerine asidik permanganat çözeltisi eklenir. 90 dakika boyunca 65 ila 70 °C’de tutulan bir su banyosuna yerleştirilir. Asidik permanganat çözeltisi 10 mL’ lik hacimsel bir şişeye boşaltılır ve distile suyla hacme seyreltilir.
Silika jel iki kez 3 ml damıtılmış suyla yıkanır ve içeriği 1 ml demirli çözelti içeren 10 ml’ lik başka bir hacimli şişeye boşaltılır. Damıtılmış suyla hacme seyreltilir. Her iki 10 mL’ lik hacimsel şişenin içeriği (ekstrakt ve yıkamalar) 125 mL’ lik bir ayırma hunisine eklenir. Huniye 7.5 mL molibdat reaktifi ve 25 mL toluen-izobütanol çözücüsü eklenir. Huni 60 saniye boyunca çalkalanır. Sulu izin vermek için ayırma hunisinin 60 saniye beklemesine izin verilir. Sulu olmayan katmanları ayırmak için. Alt (sulu) katman atılır. 10 mL susuz tabaka, 10 mL alkolik sülfürik asit çözeltisi içeren 25 mL’ lik bir hacimsel şişeye pipetlenir. 0.5mL (25 damla) kalaylı klorür reaktifi ilave edilir ve alkollü sülfürik asit çözeltisi kullanarak hacme seyreltilir. İyice karıştırılır. Spektrofotometrede dalga boyu 625 nm’ de analiz edilir.
Kişisel maruziyet asetik anhidrit tayini için NIOSH 3506 metodu kullanılabilir. Çalışma aralığı 100 L’ lik bir hava numunesi için 1,2 ile 10 ppm’ dir (5 ile 40 mg/m3).
Kısa parçalar halinde esnek tüp ile impinger ve örnekleme pompası arasına bir splashover tüpü bağlanır. Havanın impinger içine girmeden önce herhangi bir borudan veya diğer ekipmanlardan geçmesine izin verilmez.
Impinger içine 10 mL absorblama çözeltisi dökülür. 100 L’ lik bir numune hacmi için 0,2 – 1 L/dak arasında kesin olarak bilinen bir akış hızında numune alınır. Örnekleyici 2 saatte bir değiştirilir, böylece absorblama çözeltisi taze kalır.
Örneklemeden sonra, impinger sapı çıkarılır ve impinger tüpünün içine doğru hafifçe vurulur. Sapı 1-2 mL absorblama çözeltisi ile yıkanır ve bu çözelti de impinger’ a eklenir.
Impinger sert, reaktif olmayan bir durdurucu ile sıkıca kapatılır ve numuneler 25 oC’ nin altında taşınır. Numuneler 25 oC sıcaklıkta 4 gün stabiletisini korumaktadır. Her 10 örnek için 2 adet kör numune hazırlanır.
(Alternatif olarak, her impinger içeriği cam bir viyale aktarılır, impinger 1-2 mL absorblama çözeltisi ile çalkalanır. Viyal taşıma için güvenli bir şekilde kapatılır.)
Numune çözeltisi 50 mL’ lik volümetrik bir şişeye aktarılır (balon joje vs.) Impinger 2 kez 1 mL distile su ile çalkalanır. Balon jojeye eklenir. 5 ml demir klorür çözeltisi eklenir. Buz banyosunda eşit hacimlerde sodyum hidroksit çözeltisi, hidroksilamin hidroklorür çözeltisi ve demir klorür çözeltisi karıştırılır. Çözeltiyi 50 mL’ lik hacimsel şişedeki işarete getirmek için bu çözelti eklenir. (50 mL’ ye tamamlamak için içine konur).
Mor kompleks hızlıca oluşur. Spektro 540 nm’ ye hazırlanır. Saf su ile sıfırlanır. Saf suya karşı numune absorbansı okutulur.
Kişisel maruziyet ölçümü NİOSH 6004, işçilerin maruz kaldığı SO2 miktarının tespiti için kullanılmaktadır. Metot çalışma aralığı, 100 litrelik bir hava örneği için 0.2 ila 8 ppm (0.5 – 20 mg/m3) arasındadır.
37 mm ebatında, 0.8-μm gözenek boyutuna sahip selüloz ester membran filtrelere, 0,5-1,5 L/dk bir akış hızında 100 ile 200L arasında örnekleme yapılır. Ön filtredeki toz miktarı 2g aşmamalıdır. Her 10 ölçüm serisi için 2 adet saha körü yapılmalıdır.
Örneklemeden sonra filtreler ayrı, temiz şişelere yerleştirilir. Yedek pedler atılır. Her
şişeye 10.0 mL eluent eklenir ve 30 dakika boyunca ara sıra kuvvetli bir çalkalama ile
bekletilir. Her numune sıralı bir filtre ile donatılmış bir şırıngaya dökülür ve iyon kromatografisi cihazı ile analiz edilir.
Kişisel maruziyet ölçümlerinde NİOSH 6013 metodu çalışma ortamında işçilerin maruz kalmış oldukları hidrojen sülfür tayininde kullanılır.
Ölçüm işleminde sorbent tüpten önce filtre kullanılır. Filtre, filtre tutucuya yerleştirilir. Filtre tutucudan sonra tüp tutucu yerleştirilir. Ölçümde kullanılacak sorbent tüpün uçları kırılır ve tüp tutucuya yerleştirilir. Sırasıyla Filtre > Tüp Tutucu > Ölçüm Pompası şeklinde sistem kurulur.
Ölçüm cihazı 0,1-1,5 L/dk çekiş debisi arasında bir debiye ayarlanır. Standardın önerdiği çekiş debisi 0,2 L/dk dır. Numunenin analizi için en az 15 L, en fazla 40 L hacim örneklenir.
Ölçümden sonra filtre atılır, sorbent tüpün uçları kapak ile kapatılır ve numuneler etiketlenip laboratuvara getirilir. 10 set örnekleme numunesi için 2 adet kör numune alınmalıdır. Numuneler 30 gün 25°C sıcaklıkta saklanabilir. Analizler için iyon kromatografisi cihazı kullanılır.
Ali Kuşçu Mahallesi, Yavuz Selim Caddesi, No: 50, Fatih/İstanbul